top of page

Birikmişlikler

  • Yazarın fotoğrafı: yesilesarplikiz
    yesilesarplikiz
  • 6 Eki 2017
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 26 Nis 2021


Aklıma ilk gelen şeyden direkt başlamak istiyorum. Herkes bizim dışarda göründüğümüz gibi olduğumuzu sanıyor ya hani? ben bunu sorguluyorum. Bence her insanın içinde bir elmas var. Her insanın içinde türlü türlü yaşanmışlık var. Düşünceler var.. birbirinden farklı ve saklı birikmiş düşünceler.. Bunları düşününce her insanı tanımak istiyorum. Kimin içinde nasıl birikmişliklerin olduğunu öğrenmek istiyorum. Birinin benim düşüncelerimi merak etmesini, benim düşüncelerimi dinlemeyi beklemesinden memnun olurdum. En saçma düşüncemin bile ilgiyle dinlenilmesini isterdim. İnsanlara senin içindeki birikmişlikler ne diye soracak olsak çoğu tepkisiz kalır değil mi? Çünkü utanırız.. o düşünceler, hisler bir yerlerde ve sadece bizimle kalmaya mahkumdurlar sanki. Düşüncelerimizi, hislerimizi sakınırız karşımızdakinin anlamayacağını düşünürüz. Belki yargılanmaktan alaya alınmaktan korkarız.. Neden? Bunu neden yapıyoruz.. O düşünceler sadece bizde kalırsa kendimizi nasıl tanıtırız? Nasıl anlaşılmayı bekleriz? Belki de anlatılması gerektir? Yalnızlık.. Belki bu dilimizden düşürmediğimiz yalnızlıklar bu birikmiş düşüncelerimizi içimize attığımız için vardır? Hem dinleyen hem dinlenen insanlar olsak keşke. Belki yükümüz hafifler.

Bazen çok ağır hissediyorum kendimi.. Bunun sebebi tutup da bırakamamak. Bırakmayı bilmemek.. bırakmayı bilmeyen insan yorulur. İnsan yükünü hafifletebilmeli. Kendine yük etmemeli biriktirip. Ben biriktirdiklerimi buraya bırakıyorum. Harflar; kelimelere, kelimeler; cümlelere, cümlelerse; düşüncelerime ve hislerime dönüşüyor.. Aslında hislerin ve düşüncelerin ürünü olması gerekir cümleler ama bazen insan yazmadan ne hissedip düşündüğünü anlayamıyor. Harfler bir araya geldikten sonra ne hissettiğimi buluyorum. Bunu fark ettiğimden beri de yazıyorum..

Her insan farklı bir hayatın içine doğuyor. Görüntüde aynı dünyadayız fakat herkesin içinde kendine ait başka bir dünyası var. Benim dünyam bazen çok yorucu. Kendime yaşattığım dünyadan bahsediyorum, iç dünyamdan. Elimde değil dünyamın dışına çıkmak. Keşke çıkabilsem ama kendimde bir mars,uranüs belki de bir satürn keşfetsem de oraya yerleşsem keşke.. Bazen kendi dünyalarımızda yorulup başka gezegenlere kaçmak isteriz. Olduğu yerde huzuru yakalayamayan başka yerden medet umar. Kabul edelim ki olduğumuz yeri güzelleştirmek, orda dinlenmek çok azımızın başardığı bir şey.

İnsan hiç kendinden kaçmak ister mi? Evet ister. Bazılarımız en çok kendine katlanamaz.. Aslında başkasına katlanamamak çok nadirdir biz asıl kendimize katlanamayız. Çünkü başkasından rahatsız olurken bile aslında bu kendi rahatsızlığımızdır. Sürekli bir şeylerin bize batıyor oluşundan bahsediyorum. O şunu yaptı ve sen rahatsız oldun öyle mi? O onu yapmasa olmayacaktın? Peki ya hiç şöyle düşündün mü, sen ondan rahatsızlık duymasaydın o seni rahatsız etmeyecekti? Hiç kendine baktın mı? Biz izin veriyoruz ve oluyor.. hayat aynen böyle. Kötü şeylere izin vermezsek ben olmayacağına inanıyorum. Kötü diye tanımladıklarımız da bizim sınırlarımız, isteklerimiz belki de. Zaten iyi ve kötü diye bir şey yok ki. Tercihler var. İyiden kötüden yana olmak da yok. Sen bir tercih yaparsın ve onun senin için iyi olacağına inanırsın. Her neyse.. ben kaçacak yer arıyorum şu sıralar. Kendimden kaçmak isteyip yine kendime sığınıyorum. Çünkü en güvenli yer burası. Uzaklaşacağın en son şey kendin olsun. Başkalarına saçma da gelse komik de gelse yine kendin varsın. Kendini paylaşmaktan korkma, çok mu birikti, yaz gitsin.




Comentários

Avaliado com 0 de 5 estrelas.
Ainda sem avaliações

Adicione uma avaliação

© 2023 by The Mountain Man. Proudly created with Wix.com

bottom of page